Hayatımıza Giren İnsanlar
Hayatımıza Giren İnsanlar
Her birimiz, Dünya isimli bu tiyatro binasının sayısız sahnesinde farklı roller üstleniyoruz. Kimi sahnede izleyici, kimi sahnede figüran... Bir de başrolde olduğumuz 'Yaşam Yolculuğum' sahnesi var. İşte bu oyundaki 'en iyi yardımcı' roller.
Mevsimlik
Kendimizi mutsuz hissettiğimiz bir dönem yaşayabiliriz. Gülmeyi, eğlenmeyi, keyif almayı unuttuğumuz...
Çok sevdiğimiz şarkılar artık anlamsız... çok sevdiğimiz yerler sıradan gelir. Yaşam heyecanımızı yitirdiğimiz; monoton, sıkıcı, boğucu günlerdir... Birden, biri çıkıp hayatımıza girer... Bize gülmeyi, eğlenmeyi, keyif almayı hatırlatır ve yaşam çoşkumuzu geri kazanırız. Ve geldiği gibi birden gider...
Tagore üstadın dediği gibi; “Zevkten kanatları olan günler çabuk geçer.”
Rehberin Meşalesi
"Aklın oyunlarıyla yüzleşmek, tüy kılar yüreği kabullenmek. Çekilir yoldan birer birer canavarlar, fısıltılar, gölgeler saygıyla. İlahi huzurun salıncağında, ruh yakın bulur aydınlık şafağı Rehberin yardımıyla."
Dante
Kafamızın çok karıştığı bir dönem yaşabiliriz. Geçmişin hesabını kapatmaya soyunuruz... beyhude bir çaba olduğunu bilmeden. İşimizi, ilişkimizi, evliliğimizi, hayatımızı sorgularız. Ve her şeyi hoyratça savaş alanına taşırız; pişmanlıklar, acabalar, kendini ve başkalarını suçlamalar... Gerçekte kendimizle savaşa tutuştuğumuzu farkına varmadan. Öfkeli, zor ve karanlık günlerdir. Duygu ve düşüncelerimiz başa çıkılamaz bir girdaba kapılır. Koyu karanlık, dipsiz bir kuyuya yuvarlanırız.
Ve bir anda, biri çıkıp hayatımıza girer. Elinde kaybolduğumuz labirentin haritasıyla. Uzanıp tutar elimizi. İhtiyacımız olan cevapları bulmamıza yardım ederek aydınlığa çıkan yolu gösterir. Ruhumuzu ilahî bir huzur kaplar. Görevini tamamlar ve hayatımızdan çıkar.
Ömür Boyu
Yaşamın karanlık tarafı bazen bize öyle kötü şeyler yaşatabilir ki; aşka, sevgiye, şevkate, merhamete, arkadaşlığa, dostluğa; İnsanlığa karşı umudumuzu kaybettiğimiz anlar olabilir. Tam "her şey bitti" derken... biri çıkıp hayatımıza girer. Her şart ve koşulda, karşılık beklemeden yanımızda olur. Yargılamadan, sorgulamadan; bizimle birlikte ağlar, birlikte güler. Derdimizi dert edinir, mutluluğumuz, mutluluğu olur. Tüm fotoğraflarda yanımızda görünür. İnsana dair umudumuzu yeşerten güneş misali... Ve bu insan, diğerlerinin aksine hayatımızdan hiç çıkıp gitmez.
Peki biz 'büyük ikramiye' misali bu ender insanlara sahip çıkabiliyor muyuz?
Hayatımıza biri girdiğinde; avcumuzda bir tohum buluruz. Bu tohumdan nasıl bir çiçek açacağını görmek için O tohuma iyi bakmak gerek; sabır, ilgi, özen ve emekle...
Fakat öyle bir çağda yaşıyoruz ki... Sipiritüel manâda keşifler için kimsenin ne isteği ne sabrı, ne de merakı kaldı. İnsan, hangi arada derede ruhunu bu denli edilgen bir hayata teslim etti?
Yorumlar
Yorum Gönder