Dinamik Yapboz: BOP Felsefesi 1




16 Temmuz 2016 sabahı herkes birbirine sordu:

"Ne oldu?"

Dışarıdan yardım almadan bir insan taşıyabilen ve "havadan ağır" ilk uçak ne zaman uçtu?

4 Haziran 1908 senesinde.

İlk Uçak Gemisi ne zaman yapıldı?

Kasım 1910.

Modifiye edilerek uçak gemisine dönüştürülen USS Pennsylvania'ya bir uçağın ilk indiği tarih.
Uçaklar havada "emeklerken" sen uçak gemisi sevdasına düşüyorsun.
Aklına gelip hayalini kurmaya başlasan iki sene yetmez... ?

Hadi 20 sene geriye gidelim.

Amiral Alfred T. Mahan (1840 - 1914)

Annapolis'te bulunan Amerikan Deniz Harp Okulu'na girer ve okulu ikincilikle bitirir.
Akademik hayatında "Deniz Gücü Felsefesini" oluşturur ve 20 kadar kitap, yüzlerce makale yazar.

1887 yılında, Theodore Roosevelt ile tanışıp arkadaş olur.

1890 yılında Deniz Hakimiyet Teorisi'ni öne sürer:

Denizlere hakim olan dünyaya hakim olur.”

Mahan şöyle der :

"Dünyaya hakim olma emeline ulaşmada anavatanın çok uzaklarında, 
fırtınalı denizlerin dövdüğü gemilerin üstleneceği rol 'kutsaldır.' "

Roosevelt 1901 yılında ABD'nin 26. başkanı olur.
Bu dönemde Amerikan jeostratejik politikasına danışmanlık yapan Mahan,

Amerikan yöneticilerine iki temel stratejik hedef gösterir.

1- Savaşın sürekli olarak Amerika'dan uzak denizlerde kabul edilmesi.

2- Avrasya anakıtasındaki gelişmelerin nabzını tutacak ittifaklar zincirinin oluşturulması.

Mahan, 1902 yılında "The Persian Gulf and International Relations"
(Basra Körfezi ve Uluslararası İlişkiler) makalesiyle
"Orta Doğu" tanımını ilk yapan kişi olur.

Uçak Gemisi yapma düşüncesi, Mahan'ın fikirleriyle ortaya çıkar.

Mahan'ın üstte alıntıladığım sözünde geçen "Kutsal"a bi bakalım; ne demek istemiş:

Amerika'nın kurucu ülkeleri;
İspanya, Fransa, Britanya, Hollanda, İsveç ve Portekiz.
Aralarında en güçlüsü; On Üç Koloni ile Biritanya.

Prüriten inancı:

16. ve 17. yüzyıllarda İngiliz Kilisesi'nin reformist hareketine karşı çıkan muhafazakar bir Protestan doktrini.

Bu inanç biçimi, İngiliz kolonileri ile Amerika'ya taşınıyor. Bir prüriten olan Amerika Birleşik Devletlerinin 4. Başkanı James Madison, (1751-1836) Amerikan değerlerinin oluşumuna katkı olarak kendi inancı doğrultusunda (ükenin Tanrı tarafından kutsandığına, halkının da seçilmiş halk olduğuna inanarak) şu düşüncelerini öne sürüyor:

"ABD’nin kuruluşundan önceki dönem “kaba kuvvetin egemen olduğu karanlık çağ”dır. “Açık Yazgı” felsefesine göre ise ABD’nin yayılma hakkı vardır. Çünkü bu hak Tanrı tarafından verilmiştir. Buna karşı çıkmak Tanrı’ya karşı çıkmak demektir. Tanrı aynı zamanda, ABD’yi dünyanın diğer bölgelerini de özgürleştirmekle görevlendirmiştir."

Böylece, Lutherci Protestanlık ile başlayan; Püritenizmle olgunlaşan; Jimmy Carter, Ronald Reagan ve Baba Bush'un başkanlıkları döneminde adım adım gelişen Evanjelizm, 11 Eylül'den sonra Oğul Bush ile Küresel Emperyalizmi yönlendiren esas güç haline gelmiş, yürütülen her politika meşru bir zemine oturtulup, özellikle fetih politikalarının ABD için "bir hak" olduğuna inanılmıştır.

“İlerici emperyalizm” olarak adlandırılan bu süreçte ABD’nin genişlemesi öngörüldü. Buna göre, ABD üretim fazlası için yeni pazarlar bulmalıydı, aynı zamanda da geri kalmış bölgelere “uygarlık” götürmeliydi. 

Sevgili okuyucu kalbini bozma. Kötü düşünceleri zihninden at. 
Tanrı'nın emriyle dünyaya özgürlük ve uygarlık getirmeye çalışıyorlar. 
Bi teşekkür et ya hu!

Bak misal; İkinci Dünya Savaşı’nda faşizme karşı savaşarak, dünyayı bu tehlikeden kurtardılar. 
Soğuk Savaş Dönemi’nde ise aynı amaçla bu sefer hedefte komünizm vardı. 
Bu kritik dönemlerde dünya halklarını, bu ideolojilerden “kurtarmak” amacıyla;
birçok ülkeye müdahalede bulundular ve Dünya kamuoyunda da, 
demokrasinin ve özgürlüğün savunucusu olarak kabul gördüler. 

Sana da yaranılmıyor...

Misal; Eisenhower, 1954 yılında "Barış için Atom" programını başlattı.

1945 yılında üç gün arayla önce Hiroşima'ya, sonra da Nagazaki'ye atom bombasını çakıp toplamda üç yüz bin kişinin anında ölümüne ve sonrasında radyasyon nedeniyle yüzbinlerin  ölümüne neden olmalarının "BARIŞ" için olduğunu kastediyor ya... 

Neden inan mıyorsun? Her şey "barış ve demokrasi" için... 

"Basralı Ömer" gibi kötü niyetli kişilerin çamur atmasına inanıyorsun?

Ben Basralı Ömer
Belki haberin yoktur diye yazıyorum Mr Franks
Önce demokrasi yağdı göklerimizden
Sonra özgürlük geçti üstümüzden
Palet palet.


[...]

 Demokrasi bizim eve de isabet etti
Bir gün sonra anladım koptuğunu ayaklarımın
Tam onsekiz adet
İnsan hakları saymışlar
Vücudunda babamın.


[...]

Sizde de barış böyle midir Mr Franks?
İnsan hakları çocukları yetim
Ve ayaksız bırakır mı orda da?
Düşer mi ayın kan gölüne aksi
Güpegündüz düşer mi pazar yerine demokrasi?


Faruk HAZAR

Dinamik Yapboz: BOP Felsefesi 2


















 






Yorumlar

Popüler Yayınlar