The Lady of Shalott
John William Waterhouse |
"Hepsi kocaman bir rüya ve onu her bir yaratık görür:
Ama hayatındaki bütün karakterler de onunla birlikte o rüyayı görür."
İngiliz şair Alfred Lord Tennyson (1809–1892) ;
1842 yılında "The Lady of Shalott" şiirinin ikinci versiyonunu yazar.
Şiir; Kral Arthur efsanesinin bir kahramanı olan The Lady of Shalott karakteri olan Elaine hakkındadır:
Elaine,
Kral Arthur'un sarayının bulunduğu Camelot şehrine doğru akan bir
nehrin ortasında, Shalott adasında yaşamaktadır. Lanetlenmiştir ve adada
bulunan kulede hapis olarak yaşamını sürdürmektedir. Kuleden çıkamadan
günlerini yalnızca dokuma yaparak geçirmektedir. Dış dünya ile iletişimi
yalnızca ona dışarıyı gösteren kuledeki aynasından ibarettir. Çünkü
çıplak gözle bakarsa ölecektir.
Kral Arthur'un Yuvarlak Masa Şövalyeleri'nden Lancelot, bir gün Leydi'nin kulesinin yakınından şarkı söylerek geçerken, Elaine
onu aynadan görüp aşık olur. Pencereye koşup dışarı baktığında ayna
çatlar ve lanetlendiğini anlar. Bunun üzerine Lancelot'a ulaşabilmek
için bir kayığa binip nehri geçerek Camelot'a ulaşmaya çalışır. Bu, aynı
zamanda ölüme doğru bir yolculuktur; nitekim, üzerindeki lanet
sebebiyle kayığı şehre ulaştığında Elaine ölür.
Ressam John William Waterhouse (1849-1917) şiirden etkilenip 1888 yılında "The Lady of Shalott" ismini verdiği tablosunu yapar.
Tablo; şiirin ruhuna uygun zengin semboller içerir:
Leydi Elaine, dağınık uzun kızıl saçları ve beyaz giysisiyle kayıkta oturmakta,
hafifçe yukarı kalkmış başı ve aşağı doğru bakan gözleriyle endişeli
bir yüz ifadesine sahiptir; sanki çektiği ızdırap yüz ifadesinden
bellidir.
Kayığın önünde görülen üç mumdan, sönmüş iki mum;
Leydi'nin hem yolculuğunun, hem de hayatının sonuna geldiğini...
mumların önüne yatırılmış İsa'nın bulunduğu haç, Leydi'nin ölümden
sonraki hayatında ulaşacağı cenneti sembolize eder.
Suda yüzen
sararmış yapraklar, sonbahar çağrışımı yaparak eserde hüzünlü bir hava
yaratır. Bu yapraklar aynı zamanda; Viktorya Dönemi'nde popüler olan
cinsel olarak baştan çıkmış kadın "Düşmüş Kadın" temasına gönderme
yapar: Leydi Elaine, tıpkı sonbaharda solup dökülen yapraklar gibi; bedelini bile bile cinsel arzularına karşı gelemeyip pencereden bakmış ve sonunu hazırlamıştır. Ve şimdi solgun yapraklar gibi savrulacaktır.
Kayığın
üzerindeki örtü, Elaine'in kulede yaptığı dokumalardan biridir ve
kuledeki yaşamına işaret eder. Örtünün kenarlarında görülen desenler
aslında Leydi'nin aynasından gördüğü Lancelot'u ve kendisine yasaklanmış
ama keşfetmeye can attığı dış dünyayı sembolize eder...
Elaine'in
elinde tuttuğu zincir, kayığı arkaplanda görülen kuleye bağlamaktadır.
Bu zincir aynı zamanda Leydi'nin kuleye hapsolmasına neden olan lanetin
temsilcisidir. Gevşek bir şekilde tuttuğu zinciri bıraktığında Elaine
kendisini de özgürleştirecektir.
Tennyson şiirinde Viktorya
Dönemi'nin tutkuları uğruna ölümü seçen karakterini yalnızca bir
romantik eser yaratmak için işlememiştir. Aslında amacı toplumdan
soyutlanma sorununa gönderme yapıp, toplum hayatına daha fazla katılmak
gereksinimini vurgulamaktır. Waterhouse da bu çarpıcı eseri ile
soyutlanan Leydi Elaine'e yeni bir boyutta sonsuza kadar yaşama şansı
vermiştir.
Alfred Lord Tennyson şiiri yazar...
Waterhouse tablosunu yapar...
L.McKennitt de şarkısını yapar.
Kaynakça:
Alfred Lord Tennyson: The Lady of Shalott
John William Waterhouse
Loreena McKennitt : The Lady of Shalott
Harun Erdem: Loreena McKennitt
Sanata Başla
Yorumlar
Yorum Gönder